İklim Değişikliği ve Şehirlerde Su Yönetimi: Türkiye’de Yerel İklim Planları

MELTEM GÜNEŞ / ANKARA – İklim değişikliği, hem Türkiye’de hem de dünyada giderek daha sık ve şiddetli etkiler gösteriyor. Bu küresel krizden en çok etkilenenler ise şehirler oluyor. Seller, sıcak hava dalgaları, aşırı yağışlar, fırtınalar, orman yangınları ve kuraklık gibi birçok riskle karşı karşıya kalan şehirlerde, su yönetimi eylem planları kritik bir öneme sahip.

İklim Kanunu kapsamında, Türkiye’nin 81 ilinde ve tüm yerel paydaşların iş birliğiyle yerel iklim planları hazırlanması zorunlu hale getirildi. Bu doğrultuda, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı koordinasyonunda, “Yerel İklim Değişikliği Eylem Planları” oluşturmak üzere çalışmalar başlatıldı.

6 Pilot İl Belirlendi

Planların hazırlanmasında coğrafi, ekolojik, demografik, sosyal ve ekonomik koşullar ile iklim şartları dikkate alınacak. Her bölge için öncelikli sektörler tespit edilirken, tüm illerde suyu önceliklendiren, su verimliliğini esas alan eylemler geliştirilecek. İlk aşamada Isparta, Antalya, Kastamonu, Ordu, Elazığ ve Kahramanmaraş pilot iller olarak seçildi.

2100 Yılına Yönelik İklim Projeksiyonları

Türkiye’nin 2100 yılına kadar iklim öngörüleri hazırlanıyor. Bu sayede illerin karşılaşabileceği risklerin türü ve şiddeti önceden belirlenebilecek. Belediyeler, bu bilgiler ışığında kendi şehirlerinde kuraklık, su kaynakları sorunları veya taşkın riskleri gibi durumları daha iyi analiz edebilecek.

Çocuklar Daha Ağır Sonuçlarla Karşılaşacak

BM Nüfus Fonu verilerine göre, önlem alınmazsa 2001 doğumlu bir genç, önceki nesillere kıyasla 7 kat daha fazla sıcak hava dalgası, 3 kat daha fazla kuraklık ve 2 kat daha fazla orman yangını ile mücadele etmek zorunda kalacak.

Su Krizi Alarm Veriyor

Sakarya ve Kocaeli’nin su ihtiyacının büyük kısmını karşılayan Sapanca Gölü, son yağışlara rağmen tarihinin en düşük doluluk seviyesine geriledi. Gölün su seviyesi 28,98 metreye düştü; iskeleler susuz kaldı, kayıklar karaya oturdu, toprakta çatlaklar oluştu.

Dünya Aşırı Sıcak Gün Sayısında Artışla Karşı Karşıya

Yeni bir araştırma, yüzyıl sonuna kadar dünya genelinde yıllık aşırı sıcak gün sayısının ortalama 57 güne yükseleceğini gösteriyor. Ancak Paris İklim Anlaşması’nın uygulanmasıyla bu sayı olası 114 günden yaklaşık yarıya indirilebilecek. Küresel ısınmanın 4 °C yerine 2,6 °C ile sınırlandırılması, aşırı sıcak günlerin sayısını ciddi şekilde azaltacak.

En fazla etkilenecek ülkeler ise en çok sera gazı salımı yapanlar değil, daha çok düşük gelirli ve küçük ülkeler olacak. Uzmanlar, son on yıldaki iklim eylemlerinin fark yarattığını belirtiyor.

‘Su Konusunda Geniş Çaplı Hazırlıklar Yapıyoruz’

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, Türk Akademisi Siyasi Sosyal Stratejik Araştırmalar Vakfı’nın düzenlediği “Tarım, Gıda ve Hayvancılık Sempozyumu”nda, “Cumhurbaşkanımızın talimatıyla, hükümet içinde benim başkanlığımda bir su komisyonu kurduk ve kapsamlı bir çalışma başlattık. Önümüzdeki dönemde su konusuyla ilgili daha bütüncül ve uzun vadeli politikaları kamuoyuna sunmayı hedefliyoruz. Deniz suyunun tatlı suya dönüştürülmesinden, açık sistem sulamanın kapalı sisteme geçişine, yapay zekanın kullanımına kadar birçok adım atacağız” ifadelerini kullandı.